DEVŞİRMELER – MANKURTLAR VE IRKÇILIK – Mim Yavuz Binbay

Son dönemde her geçen gün şahsıma ve mensubu olduğum Arap-Arami etnisitesine yönelik hedef gösteren ve tehdit içerikli insanlık, nefret ve hukuksal suçlar kapsamında değerlendirilen ırkçı saldırılar yoğunluk kazanmıştır.

Niyetim bu ırkçı Devşirmeleri ve Mankurt’ları yazımda yer vererek meşhur etmek değil, aidiyetlerini ve insanlık suçları arasında kabul edilen köhne ırkçı zihniyetlerini teşhir etmektir. Onları bu tabirle adlandırıyorum çünkü avukatlarımızın bu kişiler hakkında yaptıkları araştırmada histerik bir ırkçı anlayışla savundukları etnisiteye ait olmadıkları bahsiyle bu tabire uygun kişilerdir.

Benim etnik aidiyetim dönemin en makbul ilim ve bilim adamlarından Tilmizi ve dönemin dört âliminin mühürleriyle tasdik edilmiş 1’600 yıllık aile şeceremde babam tarafından dönemin Mekke prenslerinden, Hz. Muhammed SAV. Allah’ın kılıcı olarak adlandırdığı, döneminin Şam ve Beyt-nahreyn/Mezopotamya valisi Halid ibn Velid, Diyarbakır’da metfun oğlu Hz.Süleyman ve Siirt/Tillo medreselerinin kurucusu Şeyh Abdulkadir Gaylanî tarafından Kutup ûl Aktap olarak adlandırılmış Şeyh Hamza ûl Kabîr’in torunu Siirt vilayetinde ilk medresenin kurucusu Şeyh Süleyman soyundan geldiğim tescil edilmektedir. Yani aile şecereme göre ben ve ailem 1’400 yıldır bu coğrafyada ikamet etmekteyiz.

1’400 yıldır, her dönemde bu tür anlayışların saldırılarına maruz kalmamıza rağmen emanet olarak adlandırdığımız Tasavvufun edebiyle Hallacı Mansur, Ibn-îl Arabî vb. gibi ilim ve bilim ışığını bulunduğumuz coğrafyada birlikte yaşadıklarımızla ırk, din, cinsiyet ayırımı gözetmeksizin paylaştık, paylaşıyoruz ve her dönemde olduğu gibi eserlerimizle paylaşmaya devam edeceğiz.

Bu hedef gösteren ırkçı Devşirmelere ve Mankurt’lara hodri meydan diyerek kendi aidiyetlerini ve bu coğrafyadaki mevcudiyetlerinin süresini açıklamaları çağrısında bulunuyorum! Aslını inkâr eden HARAMZADEDİR – DEVŞİRMEDİR – MANKURT’tur.

Bu provokatör ırkçı anlayışa sahip provokatörler bu tür hedef göstermeleriyle her dönemde birçok değerli şahsiyetin katledilmesine sebebiyet vermişlerdir. Tüm demokrasi güçlerine ve yetkililere, bu anlayışın sahibi provokatörleri teşhir ederek hukuk önünde hesap vermeleri için çaba göstermeleri çağrısında bulunuyorum. Bu konuda tüm hukuksal girişimleri en kısa zamanda başlatacağımı belirtmek istiyorum.

Tarih bilgisinden yoksun, Tarihi sloganlarla şekillendireceğine inanan, Sümerleri bile Türk sayan Güneş dil teorisi olarak adlandırılmış izandan yoksun bir anlayışa sahip, karanlık odaklara mensup olan bu kişiler Türkiye’de yaşayan 26 etnisiteyi 100 yıldır yok sayan paradigmanın yansıması olan Halklarımızı (Sami halk toplulukları Arap-Arami-Süryani vd.) hedef alan yazılarını muhatap almaktan çok temsil ettikleri anlayışa cevap hakkımızı kullanma gereği elzem olmuştur.

Suriyeli savaş mağduru soydaşlarımızın ırkçı-basiretsiz-siyasi ahlaktan yoksun bir şekilde iç siyaset malzemesi yapmaya devam eden bu anlayışa ve sözcüleri olan Yazarlara, siyasetçilere ve onların etkisindeki Devşirme ve Mankurt’lardan oluşan güruhlara açıklamalarımızdan birkaç satır cımbızlayarak kendi ırkçı provokasyonlarına alet edeceklerine açıklamalarımızın tamamını okumalarını tavsiye ediyoruz.

Tüm ırkçı provokasyonlarını savaş mağduru soydaşlarımız üzerine kuran bu anlayışa cımbızlayarak birkaç satırını aldıkları mesajımızdaki bu paragrafla bu anlayış sahiplerinin ya art niyetini veya cahilliğini net olarak ortaya koymak istiyorum. “Halklarımızı sadece emperyalist küresel güçlerin kirli planları kapsamında tüm Arap coğrafyasında devam eden savaşın barbarca katliamlarından kaçan soydaşlarımızla sınırlayan akıldan izan tarih bilgisi cahili ve özürlü odaklara biraz tarih okumalarını tavsiye ediyoruz. Halklarımız Sami halk toplulukları olarak binlerce yıldır bu coğrafyanın asal unsurları olarak yaşamaktadırlar. Halklarımız tarihçiler tarafından tarihin ilk imparatorluğu kabul edilen Arami AKAD imparatorluğunun kuruluşundan beri, dünya medeniyetlerine ışık tutan Mezopotamya medeniyetinin kurucuları olduğu gibi, Osmanlı imparatorluğunun kültürel yapısının ana omurgasını oluşturmuş, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşunun ve kültürel yapısının önemli etkenlerinden birini teşkil etmiştir. Açıklamalarımızda bahsettiğimiz 10 milyon civarındaki Arap-Arami kökenli nüfus yüzyıllardır bu coğrafyada yaşayan Türkiye Cumhuriyetinin asli vatandaşıdır. Bu odaklara bu coğrafyanın bin yıl hatta kapasiteleri yetiyorsa iki bin yıl öncesinden günümüze kadar ki demografik yapısı hakkında bilgi edinmeleri tavsiyesinde bulunuyoruz. Bu odakların hukuk sistemimizde suç teşkil eden nefret suçu içeren ırkçı-faşist söylemlerine ve tehditlerine rağmen yasalarımızın tüm vatandaşlarına tanıdığı meşru zeminde Halklarımızın haklarını her platformda savunmaya devam edeceğiz.  Biz bu ülkenin asal unsuruyuz ve olmaya devam edeceğiz.”

Beni tanıyanlar haklı olduğumda bedeli ne olursa olsun hiçbir tehdide papuç bırakmayacak bir kişiliğe sahip olduğumu da bilirler.

Ama bu sefer yakın geçmişte sevgili Hrant Dink’e ve daha önceleri birçok şahsiyete yönelik yaptığınız gibi kirli provokasyonunuz tutmayacak ve hukuk önünde hesap vereceksiniz!

 

Mim Yavuz Binbay

araskem@gmail.com

Yazıyı okumak için linkler;

http://www.rojawelat.net/devsirmeler%E2%80%93mankurtlar-ve-irkcilik-makale,738.html

http://diyarbakiryenigun.com/devsirmeler-mankurtlar-ve-irkcilik/

http://www.kurdistana-bakur.com/modules.php?name=News&file=article&sid=9473