İsrail’in soykırımcı Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun avanesi ve işbirlikçileri Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nde yargılanması için çağrı.

Beyt-Nahreyn Arap-AramiBirligi

CemeʿetëlʿArap u l-Ârâm fî beytëlNehreyn

UnionArabe et Araméen

بيت-نهرين اراپ-ارامى  بيرليكي

Mail- araskem@gmail.com web-site : www.beyt-nahreyn.com

Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi, yargılama konularını “Silahlı çatışma durumunda Cenevre Sözleşmeleri’nin çok ciddi şekilde ihlal edilmesi” çerçevesinde ele alıyor. Netanyahu’nın yargılanmasına temel oluşturabilecek Cenevre Sözleşmesinin bazı ihlalleri:

  • Sivil nüfusa karşı ve/veya düşmanca tavırların içinde bulunmamış bireysel sivillere karşı bilerek yapılmış saldırılar.
  • Orduyla bağlantısı olmayan sivil unsurlara karşı bilerek yapılmış saldırılar.
  • Kasaba, köy, mesken veya bina olarak tarif edilebilecek savunmasız ve orduyla bağlantısı olmayan meskûn mahallere karşı yapılan saldırılar veya bombardımanlar.
  • Gereksiz yaralanmaya veya gereksiz acıya yol açacak nitelikte olan veya doğası gereği ayrım gözetmeksizin uluslararası silahlı çatışma hukukunu ihlal eden silah, mermi, malzeme ve savaş yöntemlerinin kullanılması.
  • Binalara, eşyalara, medikal unsurlara, ulaşıma ve uluslararası hukuka uygunluğu bulunan Cenevre Sözleşmesi’nin belirgin amblemlerini/logolarını/Sembollerini taşıyan personele/görevlilere karşı bilinçli olarak yapılan saldırılar.
  • Hayata ve insana yönelik şiddet, özellikle her türlü cinayet, sakatlama, zalimce muamele ve işkence.
  • Aşağılayıcı ve küçük düşürücü muamele olmak üzere, kişisel haysiyete hakarette bulunmak.
  • Cenevre Sözleşmesi uyarınca sağlanan yardım malzemelerinin kasten engellenmesi de dâhil olmak üzere, sivilleri hayatta kalmaları için vazgeçilmez olan nesnelerden mahrum bırakarak, sivilleri kasten aç ve susuz bırakmanın bir savaş yöntemi olarak kullanılması.
  • Din, eğitim, sanat, bilim veya bağış toplama gibi işlere ayrılmış binalara, tarihi anıtlara, hastanelere ve hasta ve yaralıların toplandığı yerlere, yani ordu ile bağı bulunmayan unsurlara karşı bilinçli olarak yapılan saldırılar.
  • “İşgalci Güç”ün kendi sivil nüfusunun bir kısmının işgal ettiği topraklara doğrudan veya dolaylı olarak nakledilmesi veya işgal altındaki topraklardaki nüfusun tamamının veya bir kısmının bu topraklar içinde veya dışında sınır dışı edilmesi veya nakledilmesi.
  • İsrail savunma bakanı savaş süresince hiçbir uluslararası hukuka uymayacaklarını « tüm kuralları kaldırdığını » ilan ederek gösterdi.

“Sivilleri öldürme ve insani yardıma müsaade et” çağrılarına kulak tıkayan İsrail’in tavrı giderek tepki topluyor. Ve uluslararası toplumun İsrail-Filistin çatışmasına yaklaşımı da değişiyor. İşgalci İsrail’in geçmişte yaptıkları ve şimdi tüm Gazzelileri Hamas saldırısından sorumlu tutan yaklaşımı birleştirilerek eleştiriye dönüşüyor. Rusya ve Çin, İsrail’in yaptığının artık Filistinlileri “toplu cezalandırma halini almasını” eleştiriyor. Hatta Rus lider Putin, Gazze ablukasını 2. Dünya Savaşı sırasındaki “Leningrad kuşatması”na benzetti. Yükselen eleştiriler İsrail’e açık çek veren ABD Başkanı Biden’ın söylemini de etkiledi.

Dünyada bu konudaki ilk resmi açıklama, İspanya Sosyal Haklar Bakanı görevini vekâleten yürüten Ione Belarra, İsrail’in soykırımcı Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nde yargılanması için çağrı yaptı.

Görüldüğü gibi İsrail, Cenevre Sözleşmesi’ni çiğnemekle kalmamış, çöpe atmış durumda ve en önemlisi savaş suçu delillerini İsrailli Başbakan ve bakanları kendi ağızlarıyla ya da yaptıkları paylaşımlarla pervasızca sunuyorlar.

Onlar pervasızca sunuyorlar da bakalım dünya ülkeleri iradelerini gösterebilecekler mi?