Bu gün basında yer alan “12 Eylül askeri darbesinin mimarları Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın yargılandığı davada, ‘darbecilerin rütbelerinin sökülmesi ve bu rütbelerden dolayı kazandıkları mal varlıklarına el konulması’ yönünde görüş bildirdi. Hayatını kaybeden Evren ve Şahinkaya’nın mirasçılarının da ‘maaş, ikramiye, orduevinden istifade, koruma’ gibi haklardan yararlanamayacağı” Yargıtay Başsavcılığı kararı mağdurların ve toplumsal vicdanin sesi olmuştur.
12 Eylül darbesinin aile boyu mağduru olarak, Daha önceki açıklama ve yazılarımda “12 Eylül darbecilerinin yargılanması kararı Türkiye’deki yargı erkinin tarihiyle yüzleşme sınavı olacaktır.” Diye belirtmiştim. Yargıtay başsavcılığının aldığı bu karar umudumu arttırmıştır.
Son dönemde özellikle yakın tarihimizde babaları dedeleri insanlık suçu işlemiş ve ne hikmetse belirli kurumlara çöreklenmiş kişiler için suçun şahsiliği ve çocukların ebeveynlerinin suçlarıyla suçlanamayacakları gibi popülist bir söylem tekrarlanmaktadır. Kuşkusuz suç şahsidir. Ancak hatırlatmak isterim ki, bu suçu işleyenlerin çocukları ebeveynlerinin bu kirli mirasından azade olabilmeleri için REDDİ MİRAS’ta bulunmaları da esastır.
Hem REDDİ MİRAS’ta bulunmayacak hem de parmağım kör gözüne misali sahip çıkıyorsa aynı zihniyeti taşıyor, aynı fiilleri işleme potansiyelini taşıyor demektir. Bu tavrın hukuktaki tanımı suçu ve suçluyu övmedir, benimsemedir, onaylamadır ve dolaylı olarak suça iştiraktir.
Bu güne kadar bu tür şahıslardan REDDİ MiRAS’ta bulunanı duydunuz mu? Ben duymadım tam aksine bu tür aymazlar bu güne kadarki vesayet rejiminin onlara sağladığı avantajlar sayesinde pervasızca kirli miraslarına sahip çıktılar. Davaya müdahil olmak için mahkemeye sunduğum dilekçede belirttiğim gibi REDDİ MİRAS’ta bulunmadıkları için Davacı olduğum 12 Eylül darbecilerinin hiçbir çocuğu bu basireti göstermedi.
“Darbeci Paşalar ve onlara çanak tutan ve bugünde benzer eğilimlerde bulunan Maşaları Yargılanmadıkça, 12 Eylül’ü Unutmayacağım, Unutturmayacağım, Affetmeyeceğim”
Ben Tarafım, ciddi bir yargılama yapılmadığı, bu insanlık suçlarını işleyen faillerden ve sorumlularından ölen veya sağ olanlardan, reddi mirasta bulunmayan mirasçılarından hesap sorulmadıkça, bu fail ve sorumluların unvanları geri alınmadıkça, haksızlığa uğrayan mağdurların maddi ve manevi hakları iade edilmedikçe ruhumdaki azap dinmeyecek, vicdanım rahatlamayacak, Vicdan rahatlamadıkça adalet yerini bulmaz ve son nefesime kadar TARAF OLACAGIM. Bununla da yetinmeyeceğim, çocuğumu, torunumu ve yetiştireceğim, etkileyeceğim her bireyi TARAF olmaya hazırlayacağım.
Bu suçlar insanım diyen herkese karşı işlendi. İnsanım diyen herkesi 12 Eylül darbecilerinin yargılamasında, birey olarak, toplumsal grup olarak, parti ve siyasal yapı olarak kitlesel olarak TARAF olmaya tepkisini göstermeye davet ediyorum. Gündem ne olursa olsun, güncel gündeme ek olarak Ruhen ve bedenen, insanlık suçu olan Darbelerini tekrarlanmaması için 12 Eylül darbecilerinin yargılamasına duyarlılığımızı göstermeye davet ediyorum.
Darbelere boyun eğerek suça ortak olan kurumlar suçluluk psikolojisinden kurtularak kurumlarına bulaşan bu insanlık suçlarından kurtulmalıdır. Bunu yapamadıkları sürece bu suç alınlarında bir lanet damgası olarak kalacaktır. Bu yargılama bir fırsattır kurumlar bu yargılamayla bu lanetin esaretinden kurtulmalıdır.