Şíhríl Bayf – Necim Gül

Yumurta şenliği anlamına gelen Şíhríl Bayf için geldiğimiz Şeyxí’t Tírki Tepesi’ne vardığımızda bir burukluk vardı içimde. Çünkü tepenin bulunduğu mahallenin yıllar öncesinde tamamen bağ bölgesi olduğunu hayal meyal hatırladım bir an için. Bu mahalleler gibi Şeyxí’t Tírki Tepesi de çoraklaşma hususunda geri kalmamış. Xabra, Ístut, Râsı’n Nêboĥ, Cenbé  gibi bölgeler yıllar öncesinde yerleşime açıldığı için betonlaşarak eski doğal hallerini  tamamen yitirmiş.

Şenlik alanında toplanmaya başlayan kalabalıkların neler düşündüklerini aşağı yukarı tahmin edebiliyordum. Küçük küçük toplulukların konuşmalarına kulak misafiri olunca tahminimde yanılmadığımı anlamıştım. Kimisi yumurta şenliğinin yeniden kutlanmaya başlanması ile taşıdığı sevinç duyguları içerisinde bu kutlamaların daha iyi bir şekilde nasıl yapılabileceği konusunda fikirlerini yanındakilerle paylaşıyordu. Bazıları ise Şeyxí’t Tírki Tepesi’nin içler acısı haline dikkat çekip buraların eski haline nasıl getirilebileceğinden söz ediyordu.

Her zaman şehrin merkezinden, uzaklardan bakıyordum bu tepeye. Doğrusunu söylemek gerekirse buradan bakınca manzaranın muazzam olduğunu itiraf etmek zorunda hissediyorum kendimi. Burası bir mesire alanına çevrilirse fena mı olur? Yaz akşamlarında gelir burada çayınızı bu muhteşem manzara karşısında içerseniz eminim Siirt’te yaşamaktan alacağınız haz katbekat artacaktır.

Bildiğim kadarıyla bu şenliğin canlandırılması için Beyt Nahreyn Arap-Arami Birliğiadındaki sivil toplum örgütü önayak olmuş. Katılımın geçen seneye nispeten daha iyi olduğu orada bulunan herkesin ortak görüşüydü. Daha etkin ve sistemli  tanıtım yapılması durumunda emin olun çok daha kalabalık olurdu. Ayrıca bu şenliğin başka etkinliklerle de zenginleştirilmesi katılımı ve ilgiyi daha da arttıracaktır.

Başta Siirt Kültür Müdürlüğü, Siirt Belediyesi gibi resmi kurumların bu işe resmi olarak el atmamalarından dolayı içimde bir üzüntü olmakla beraber aslında bu tür etkinliklerin tamamen sivil toplum örgütlerinin marifetiyle yapılmasının daha isabetli olacağı düşüncesi hakim olmaya başladı. Öyle ya on yıllar öncesinde dedelerimiz, ninelerimiz bu etkinlikleri devlet eli ile mi yapmışlardı? Bilakis herkes kendi imkanlarıyla ve kendi istekleri ile getirdikleri haşlanmış,  renk renk boyanmış yumurtaları çocukça sevinç duyarak tokuşturmuş ve hoş sohbetler eşliğinde oturup pikniklerini yapmışlar tahmin ettiğim kadarıyla.

Şeyxí’t Tírki Tepesi ile ilgili yapılabileceklere gelince buranın öncelikle mesire alanı olarak tahsis edilerek  ihata duvarıyla çevrilip halkın hizmetine sunulması son derece isabetli ve yararlı olacaktır. Yine sivil toplum örgütlerinin çabasıyla burada ağaçlandırma çalışması yapmak ne güzel olurdu.

Yüzyıllar öncesinde Siirtli Arapların ilimizde yaşayan gayrimüslimlerle  ortaklaşa  belki de onlara öykünerek kutladıkları ve nihayetinde Siirt’in bir kültürel zenginliği haline gelen bu şenliğin şehrimizde yaşayan tüm etnik gruplar tarafından  sahiplenilmesini ve  hak ettiği ilgiyi kazanması konusunda herkesin elinden geldiğince çabalamasını bekleme hakkını kendimde görüyorum.

Şenlikte yaşlısı, genci, çocuğuyla herkesin duyduğu sevinç ve  heyecan yüzlerinden okunuyordu adeta.Çocukların ellerinde renkli yumurtalar;yetişkinlerin ellerinde ise cep telefonları selfie (otopoz) alma telaşı. Haberciler ise ellerinde kameralar, mikrofonlar ve fotoğraf makineleri haber yapma koşuşturmasındaydılar.

Çoğumuzun sadece hafızasında yaşayan, unutulmaya yüz tutmuş bu şenliği canlandırıp tekrar Siirt’imize kazandırmak için çalışmalar yürüten Beyt Nahreyn Arap-Arami Birliği’ne; şenliğe katılmak isteyen halkımıza otobüs tahsis eden Siirt Belediyesi’ne ve şenliğe katılanların su ihtiyacını karşılayan Siirt Sanayi ve Ticaret Odası’na teşekkür etmeyi kendi adıma bir borç bilirim.

Bunun yanı sıra Şeyxí’t Tírki Tepesi’nde çadırlarda yaşamak zorunda kalan hemşehrilerimize ve mültecilere yardım paketi getirme inceliğinde bulunan Kızılay Siirt Şubesi’ni tebrik etmeliyim.

Anladığım kadarıyla Şíhríl Bayf geçen yılki ve bu yılki etkinliklerle gelecek yıllarda da ihtişamla yaşamaya devam etme sinyali vermiştir.

Sıra yine sadece belleklerimizde yaşamaya devam eden, yıllar önce kutlamayı terk ettiğimiz  yine yerel bir bayramın canlandırılmasına gelmiştir diye düşünüyorum. Bazılarının Çıkgör diye Türkçeleştirdiği orijinal adı ise Íjgor olan bu bayramın elindesûké ile  “Ben de isterim.” dediğini duyar gibi oluyorum.

Siirt- Şeyxí’t Tírki Tepesi – 04/05/2014