SURİYE SORUNU (KATLİAMI) ÇÖZLÜYOR MU ? – Mim Yavuz Binbay

Son dönemde Suriye’de 6 yıldır devletlerin vekâlet savaşının Suriye halklarına dayattığı katliamlara varan savaşta Astana, Soçi ve Cenevre toplantılarıyla siyasi çözüm sürecine girildiği ile ilgili haberler yoğunluk kazandı.

Bu savaşı kimler ne amaçla kurguladı ve hangi güçlerle uyguladı? Kimler sona erdiriyor?

Bu savaşa Suriye halkları Araplar, Süryaniler, Kürtler, Türkmenler karar verip başlatmadı! Bu savaşı başlatan Arap baharı adı altındaki Arap coğrafyasında Arap katliamını başlatan küresel güçler önce özel kuvvetleriyle kurguladı ve başlattı. Daha sonra uluslararası terörist katliam örgütü olan DEASH, El Kaide ve küresel güçlerin vekâleti altındaki örgütler marifetiyle iç savaşa dönüştürüldü.

Savaşın devam ettiği 6 yıl boyunca hiçbir evrede Suriye halklarının dinamiklerinin hiçbir inisiyatifi olmadığı gibi dikkate alınmak bir yana kââle dahi alınmadı. Bir soykırıma ve halklar arasında yüzyıllık düşmanlık tohumlarının ekilmesine sebep olan savaşın her evresinde küresel güçler ve bölge devletlerinin insiyatifi egemen oldu.

Bugün çözüm olarak sunulan bu süreçte de Bir tarafta bölge ülkeleri küresel bir güç olan Rusya’nın inisiyatifinde Iran-Türkiye- Lübnan ve Irak’ı diğer bir küresel güç ve bu coğrafyadaki kaosun asıl müsebbibi ve kurgulayıcısı küresel güç olan ABD inisiyatifinde koalisyon adı altında (neyin koalisyonuysa?) AB-Suud ailesi ve İsrail’i görmekteyiz. Asıl muhatap olması gereken Suriye halklarının esamesi bile kaale alınmamaktadır.

Ateşkes veya bölgenin yeniden şekillendirilmesi konusunda yapılan tüm toplantılarda özellikle başta bu kaotik senaryonun kurucuları ABD ve Rusya olmak üzere her boydan ve soydan güçler konuşuyor ancak başta Araplar ve diğer bölge halklarını temsilen konuşmalar ya ciddiye alınmayacak kadar zayıf veya hiç yok!

Süreç süper güç ABD’nin Ortadoğu politikası ile bölgesel güçlerin rekabeti arasında şekilleniyor. Bir karadeliğe dönüşen bu kutuplaşma bölgeyi gittikçe derinden etkiliyor.

Önce özel kuvvetlerince konuşlandırılıp yönetilen katliamcı DEASH çetelerine işgal ettirilerek, daha sonra bombardımanlarla taş üzerine taş kalmayan Musul, Halep, Ayn-el Arab/Kobané vb. bir harabeye dönen şehirleri kurtardıklarını hayâsızca iddiasını yutturan güçler keriz bölge halkları uyanıp neyi “kurtardıkları” sorusunu soramayacak haldeyken gene kendilerinin kurguladıkları bölge halklarının dinamiklerini saf dışı bırakarak “siyasi çözüm” senaryosunu kendi aralarında devreye soktular.

Bu “siyasi çözüm” senaryosunun aktörleri kim? Rusya-İran-Türkiye ve ABD! Peki, bu kirli vekâletler savaşında yaşam alanları olan şehirleri harabeye dönen bölgenin asıl sahipleri Araplar-Süryaniler-Kürtler-Türkmenler-Ermeniler bu çözüm senaryosunun neresinde?

Suriye coğrafyasının büyük bölümünde ABD ve Rusya bayrakları dalgalanıyor ve bu bayrakların dalgalandığı alanlar dokunulmaz konumdayken bölge halklarının güçlerinin konumlandığı bölgeler katliama varan savaş suçlarının olağanlaştığı ve ABD-Rusya gibi küresel güçlerin lütuflarıyla ateşkes uygulanan alanlar durumunda.

Günümüze kadar uygulanan senaryolarda bu coğrafyanın asal halkları olan Araplar-Kürtler-Ermeniler-Süryaniler-Êzidiler-Türkmenler bir argüman olarak kullanılmış ancak asla kaâle alınmamıştır.  Senaryolarda en iyimser yaklaşımla işbirlikçi tahsildar veya figüran olarak kullanılmışlar.

Bu senaryoların sonucunda bu coğrafyanın tüm halklarına işletilen insanlık suçlarına varan katliamlar, etnik temizlik ve soykırımlar sonucunda birbirine düşman edilmiştir. Halklar (Kürtler-Araplar-Süryaniler-Ermeniler vd.) parçalanarak işbirlikçi tahsildar ve jandarmalık görevi ile görevlendirilen rejimlerin insafına terkedilmiştir. Bu rejimler tarafından “kontrol” altında tutmak amacıyla uygulanan red-inkâr ve asimilasyoncu baskıcı politikalar sonucunda düşmanlıklar diri tutulmuş ve bu yüzyılın başında ekilen tohumlar bu politikalar sonucunda bugün uygulanacak senaryolar için olgunlaştırılmıştır.

Bugün uygulanan senaryo olgunlaştırılan bu tohumların ve aynı anlayışla gelecek yüzyılda jandarma ve tahsildar seçimi için ekilecek tohumların senaryosudur. Uygulanan senaryo 20. Yüzyılda uygulanan senaryonun 21. Yüzyıl versiyonudur. Hafızamızı biraz zorlayıp o dönemdeki demografik yapı üzerinde oynan oyunları ve oyuncuları hatırlarsak aslında senaryo ve başrol oyuncuları aynı sadece yardımcı oyuncular ve figüranları değişik. Sahi uzun yıllardır, emperyalist ülkelerin coğrafyamızda yaşanan trajediye maruz kalanlara birbirlerini daha fazla katletsin diye silah yardımı dışında yardım gönderdiğini duyan oldu mu?

Oyun kurucular bu coğrafyaya eğittikleri paralı askerlerini konumlandırarak bu coğrafyayı bir kaos bölgesine çevirdiler. Bunu yaparken daha önceki senaryolarında kullandıkları demokrasi, halkların özgürlüğü gibi çeşitli argümanlar kullandılar. Kaosa sürükledikleri halklardan işbirlikçiler devşirerek yeni işbirlikçi tahsildarlar oluşturmak karşılığında destek vaadiyle hamiliğe soyundular. Oysa düşündüğümüzde bu kaosun müsebbibi hamiliğe soyunan bu emperyalist güçler değil mi?

Amerika ve Rusya iki katliam savaşında devşirdikleri palazlanan işbirlikçilerinin yerine bu devlet-altı aktörlere sadece vaatlerde bulunarak önümüzdeki yüzyıl için yeni işbirlikçi devşirmeler yaratmaya veya palazlanan eski işbirlikçilerine ve başarıya ulaşması durumunda ciddi bir güç haline gelen AB’ne ayar vermeye çalışmaktalar. Bu kirli oyunda AB ve bölge ülkeleri gözden çıkarılmış ve vekâlet savaşları, terör saldırıları ve göç dalgalarıyla bu kirli oyunun hedefi haline gelmiş durumdalar.

İki emperyalist güç ahlaksızca paylaşım senaryolarını açıkça ifade ediyor ama en onursuz davranış bazı bölgesel güçlerin bu hayâsız paylaşım oyununda figüran olmak, bir yüzyıl devşirmeleri olabilmek için yarışmalarıdır. Bu onursuz politikalarını halklarına marifetmiş gibi sunmalarıdır.

Önce bu katliam “Arap Baharı” senaryosu adıyla, demokratikleştirme kisvesi altında tüm Arap ülkeleri istikrarsızlaştırıldı. Daha sonra “Bijî Obama” tezahüratlarıyla bombardıman şovlarına başlandı ki, bu şovlar sonucunda Ayn’el Arab/Kobané yerle bir oldu, binlerce Arap ve Kürt genci tavşana kaç tazıya tut yöntemiyle DEASH katillerine katlettirildi. “Rusya’dan barış için önemli atak”, “DEASH yenilgiye uğratıldı” şeklinde sergilenen senaryolar, halkların aklıyla dalga geçercesine anavatanlarımızla ilgili sanki bu soykırım senaryolarının azmettiricileri ve sorumluları onlar değilmiş gibi, babalarının malıymışçasına paylaşım veya nafile sonuçsuz toplantılarını, hangi grubu destekleyip silah vereceklerini barışa umut ve tek çözüm olarak sunmaktadırlar.

Bu savaş ve insanlık suçlarının sorumluları kim? Sizler, bu toplantıları düzenleyenler; ajanlarınız aracılığıyla yıllarca anavatanımız Beyt-nahreyn/Mezopotamya’yı istikrarsızlaştırma hazırlıkları yapmadınız mı? DEASH denen uluslararası katliam ordusunu sizler organize edip besleyip, palazlandırıp, bölgeye yerleştirip, ajanlarınız aracılığıyla konumlandırıp katliam senaryolarınızı uygulatmadınız mı? Bu katliamların ve şehirlerimizin harabeye dönmesine sebep olan bombardımanları yapan sizler değil misiniz?

Bölge ülkeleri ve bölge halklarının dinamikleri konumunda olan güçler bu soruların cevaplarını küçük hesaplar peşinde koşmadan kendi dinamiklerini esas alan yöntemlerle arayarak çözümler üretmelidirler.

Öyle gözüküyor ki, bizler senaryonun kurucularının bölge halklarıyla alay edercesine attıkları nutukları tartışıp, provokasyonlarıyla birbirimizi kırmaya devam edeceğiz. Oysa onlar, her yüzyılda olduğu gibi halkların kanı üzerine kurdukları hayâsız senaryolarının sonucunu netleştirmiş durumdalar.

Çözüm, filan emperyalist güçle ilişkim var onursuzluğuyla emperyalist güçlere halklarını bir yüzyıl daha esaret altına alacak devşirme politikalarında değil, tarihten ders çıkararak,  kendi dinamiklerine dayanan politikalarla mümkündür. Kasapla kuzunun ortaklığı olamaz!

Mim Yavuz Binbay

araskem@gmail.com

 

Not: Irkçı devşirmelerin köşe yazılarında beni hedef göstermesi konusunda duyarlılık gösterip gazetelerinde yer veren, mail yollayıp telefon açıp destek veren dostlarıma teşekkür ediyorum.

 

Yazının linkleri;

SURİYE SORUNU (KATLİAMI) ÇÖZLÜYOR MU ?

http://www.rojawelat.net/suriye-sorunu-katliami-cozuluyor-mu-makale,746.html

http://www.kurdistana-bakur.com/modules.php?name=News&file=article&sid=9473